8 Ocak 2010 Cuma

Dahiler ve aşkları

Şu sıralar bu kitabı okuma gafletinde bulunuyorum. O kadar promilim yüksek ki şu an her cümleyi on defa felan okuyup düzeltiyorum. Defolun gidin hayatımdan pis öcüler. Neler getiriyorsanız aklıma alın götürün gerçekten dayanacak gücüm kalmadı. Tükendim! Her çabamda daha iyi hissedeceğimi umuyorm elli defa düşünüyorum ve sonuç ortada anathema dan regret...
Gerçekten şaşırdım ne yapacağımı. Düşünmeye son vermek için elimden gelen herşeyi yapıyorum ama yok her sabah hayaletinle uyanıyorum. Neden??? Alışık değilim ben küslüklere, sabah kırılsam öğlene affederim ben ama seninle olmadı olamadı. Sana aşkımdan değil 50 defa söyledim: tek bilmek istediğim sebebi. Ama zor değil mi? Zor buna cevap vermek, gurur var tabi! Sende var bir tek  o...Bizde yok o duygu.
Elli defa ayaklar altına aldım o duyguyu ben, bir söz için. Kusura bakmayın abi, ben sanırım biraz kırdım sizi! Çok mu zordu be... Çok mu zordu abi yanlış anladınız beni, sakın öyle düşünmeyin demek? Çok mu zordu paranoyak dünyamdan tohumlarını uzak tutmak ha? Çok mu zordu, biraz özen göstermek? Zordu tabi çok zordu. Bugün gördüm seni. Çok ağır gelirdi sana, benim gibi gereksiz birini mutlu etmek. Ama senin yüzünü gülerken gördüm ya bugün... Dedim en azından mutsuz etmedim onu. Bazen bencillik edip ben üzüldüysem keşke o da üzülse desem de aslında öyle değil. Nasıl olsa bunu okuma şansın yok. Ama ben seni istemesem de bir şekilde takip etmek zoruna kalıyorum VE YÜZÜNÜ GÜLÜMSER GÖRÜNCE ÜZÜLSEM Mİ SEVİNSEM Mİ BİLEMİYORUM...

Hiç yorum yok: