25 Ekim 2009 Pazar

Mimikler

Come Up, Devics (dinlemek için tıklatın)

What did you mean
'there's too many angels here'
is it the sweet ones that keep you here
or did you mean that everyone you love
is already gone, too early. Bu dizeyi nasıl duyumsadık, peki öyle mi algılamalıyız?



Perception, baya sıkıntılı bir konu. Veri sabit ama tepkiler çok farklı, kişiyi kendisi yapan tecrübeleri ve o tecrübelere sebep olan tercihleri ise eğer, çok uzatmadan bir formül yazalım:

Olay>algı(tecrübeler ışığında)>tepki(algılanana cevap)

Burada olay ne? Diyalog şu şekilde:

x: Burada amma çok melek var! (olay)
y: Ne demek istedin can kardeşim şimdi? Etrafında hep iyi insanlar mı var? Yoksa sevdiklerini erken mi kaybettin? (tepki)

y kardeşim ne yaptın sen şimdi? Seni nasıl çözeceğiz şimdi? Mizanseni açalım biraz:

1) x etrafında bir sürü arkadaşıyla mutlu mesut oturuyor ve bu diyalog orada geçiyor diyelim, o zaman y'nin söyleminde bir yalvarış var: yalnızım dostlarım yalnızım yalnız. Bu depresyonun hala! ümit eden fazı olabilir. Bir el atın bana ''neden öyle anladın şimdi?'' diye sorun anlatacak şeylerim var. Umursanmak, umursama meleklerine ihtiyacım var mı demeye çalışıyor?

2) x yine oturuyor, etrafı gene dolu ama bir sıkkın. y mimikleriden x'in sıkıntılı olduğunu seziyor ve ortamın da iyi ama nedendir bu sıkıntın? Dost dost diye bildiklerin sana sadık yarini mi öğretti? x hiç ilgisiz bir yerde melek gibi ölüm imalı cümleler kuruyor. Bir önceki sahneden tamamen değişti sözler, kurtarıcı kurtulma talep eden haline geldi.

Kafamızdan tamamen atalım şimdi etrafta birilerinin olup olmamasını, ipuçlarını azaltalım. Ne x'in canı sıkkın olsun ne de neşeli. Ne algılayacağız. Etrafta bir sürü melekler var? Rasyonel düşünelim. Ne meleği? Ot mu çektin?(bu cevapta bile tecrübeler devrede) Ne yapacağız? Nasıl doğru olan, iyi olan tepkiyi vereceğiz?
''Naive realism'' denen bişey daha var. Bir bebeğin ilk doğduğundaki tecrübelerden yoksun algısı. Olay neyse o. Ancak sıkıntılı yanları çok gibi. Bir sefer deney edilemiyor. Bebeğe neler hissettiği, ne duyumsadığı ve ortaya çıkan ürün sorgulanamıyor. İş teoride kalıyor. Bebeklerin algısında en önemli şey insan yüzüymüş. İlk algıladıkları ve tepkilerini şekillendiren şey mimik kasları ve göz hareketleriymiş. Bunu deneysel olarak şöyle göstermişler. Birçok kadın resmini puzzle şeklinde kesiyorlar ve göz bölgelerini bebeklere gösteriyorlar. Tama yakın bir doğrulukla denek annesinin gözlerini buluyor. Yüz hatlarının değişikliklerinden korkuyu, sevgiyi, kızgınlığı sezip, temel yaşamsal tepkilerini veriyor bebekler.


Sonuca bağlıyacak olursak karşınızdakinin ne demek istediğini, gerçekten algılamak istiyorsanız yapmanız gereken ilk ve en önemli şey gözlerine ve mimiklerine dikkat etmek. Ancak bu dinamik bir süreç. Başlarda zorlanabiliyorsunuz doğru mu algılıyorum diye. Bu dönemde karşınızdakini diyalog sürecinde inceleyip tek cümle ile değil ama neyden bahsederken nasıl tepkiler verdi veya konuyla ilgisiz bir cümle kurduysa bunun temelinde ne olabilir gibi sorularla değerlendirmek etkili.

Kimseyi yüzlerini incelemeden dinlememek! ''İyi de her konuştuğum kişinin ne demek istediğini anlamaya çalışacaksak bittik'' diyenler çıkabilir. O zaman konuşmayın anlamaya çalışmayacağınız kişilerle. HI hı ve ıghh, evet ve hayır ya da daha basiti kafa sağa sola veya aşağı yukarı iletişim kurun onlarla ki kendilerini dinleniyor sanmasınlar. Her insanın anlatacak şeyleri var, tüm bireyler alakasız şeylerden konuşurken aslında benleştirdiklerinin mesajlarını vermeye çalışıyor, utanmadan, yargılanmadan, gizlice.

Ben 10 yıldır oynuyorum bu oyunu. Artık prediktif değerim oldukça arttı:). Çok da zevkli.

Not: Beni nasıl algıladınız? Sizinle konuşuyorum şu anda. TV karşısında maç mı seyrediyorum? Mutfak masasında bir elimde bira bir elimde sigara önümde dolu bir kül tablası mı var? Üzerimde pijama mı var? Yoksa arkadaşlarla buluşacak gibi giyinmiş kuşanmış mıyım? Evet insan ilişkileri çok önemli en azından benim için. Size tavsiyem birileri sizi arayıp konuşmak isterse imkânınız varsa o kişiye görüşmeyi teklif edin. Eğer ki karşınızdaki dertleşmek isterse ve imkânınız varsa bunu mutlaka yapın. Telefonla, elektronik postayla yürütülen bu diyaloglar şimdiden etkilerini göstermeye başladı. Empati yoksunu, algı fakiri, bencil bir toplum.

Değişen bir şey yok. People are still strange

http://www.scribd.com/doc/13299233/Body-Language-Power-Point-Presentation


Hiç yorum yok: